0

Muhteşem Bir Canlı Sibirya Kaplanı

Sibirya kaplanları önceleri Kore, Çin’in kuzeyi ve Moğolistan’dan, batıda Baykal Gölü’ne (Rusya) kadar geniş bir alanda yaşıyorlardı. Fakat sayıları geçen yüzyıl içinde azaldı. Güvenli şekilde yaşadıkları tek yer Vladivostok’un (Rusya) kuzeyinde ve Japon Denizi kıyısındaki ıssız sıradağlardır.

Kaplanlar birbirlerini kokularından tanırlar. Çiftleşme zamanı geldiğinde erkek kaplanlar dişi kaplanları bu sayede bulurlar. Kaplanlar bir defada iki ya da üç yavru doğurur. Bu yavrular gözleri kapalı doğarlar ve kıpır kıpırdırlar. Fakat Sibirya kaplanları kedi yavrularından farklı olarak hiçbir zaman mırlamazlar. Beş ya da altı ay boyunca annelerinin sütünü kısık şekilde hırlayarak içerler, sonra da et yemeye başlarlar. Avlanma turlarına önce anneleriyle beraber başlarlar. 18 aylık olana dek kendi başlarına avlanmaya hazır değildirler. Yavru kaplanlar en fazla iki yıl anneleriyle kalırlar. Daha sonra annelerinden ayrılıp kendilerine bir bölge edinirler.

Bu kaplanlardan bazıları doğal ortamlarında, çok irileşirler. Erkek kaplanların ağırlığı 270 kilogramı bulabilir ve kuyruğu da içinde olmak üzere uzunluğu 3 metreyi aşabilir. Kaplanlar, soğuk ve karlı havalarda korunmak için iyi bir donanıma sahiptir. Kalın postları vücutlarını kaplar ve büyük ayakları da kar ayakkabısı görevi gören tüylerle doludur.

Sibirya kaplanlarının turuncu postlarının üstünde enine siyah çizgiler vardır. Her kaplanın kendine özgü olan çizgileri tıpkı bir insanın parmak izi gibi eşsizdir. Böylece aynı parmak izi gibi bireylerin tanımlanmasında kullanılabilir, bir kaplanı diğerinden ayırt etmeye yarar. Kaplanın üzerindeki çizgiler ve renkler hareket halinde olmayan bir kaplanın ormanda fark edilmemesini sağlar. Fakat kışın ağaçsız bir alanda dolaşan bir kaplan kar üzerinde kolayca fark edilir. Bu da kaplanın tek avcısı insanın gözünden kaçmaz.

Soyu Tehdit Altında


Sibirya kaplanı yaşamını sürdürmek için geyik, karaca ve yabandomuzu gibi büyük hayvanları avlamak zorundadır. Fakat doğu Sibirya’nın ormanlarında bu tür avlar artık azalmıştır. 1.000 kilometrekarelik bir ormanlık alan sadece dört ya da beş kaplana yetecek kadar et sağlayabilir. Bu yüzden Sibirya kaplanlarının, doğal ortamlarında yaşamlarını sürdürebilmeleri için yeterli alana sahip olmaları gerekir.

Sibirya’nın uçsuz bucaksız ve erişilmez ormanları yıllar boyu bu büyük kaplanlara ideal yaşama alanı sağladı. Kaplanların varlığına tek ciddi tehdit oluşturan insanlar oralara nadiren uğradılar. Fakat diğer ülkelerden gelen kereste şirketleri geçenlerde ormanı kaplayan ağaçların büyük bir kısmını kesti.

Ağaçlar yok oldukça geyikler ve yabandomuzlarıyla birlikte Sibirya kaplanları da yok olmaya başladı. Rus hükümeti, bu azalmayı durdurmak amacıyla Sihote-Alin Doğal Koruma Alanı gibi geniş yabanıl yaşam alanlarını koruma altına alıyor. Fakat kaplanlar bu alanların dışına çıktıklarında hatıra eşyaları ticareti yapan kaçak avcılar tarafından öldürülme tehlikesi altına giriyorlar. Kaplan ve yavrularının dişi, tırnağı, kemiği ve postu yüksek fiyatlara satılabiliyor.

Kurtarma Çabaları

Sibirya kaplanını kurtarmak için artık çok daha büyük çabalar sarf ediliyor. Yöre sakinleri bu konuda başı çekiyor. Çabalar sonucu Sibirya kaplanlarının sayısı az da olsa arttı. 2005 yılında yapılan bir sayıma göre Sibirya’da 430 ila 540 kaplan yaşıyor.

Diğer yandan Sibirya kaplanları hayvanat bahçelerinde kolaylıkla çoğalıyorlar ve nispeten iyi durumdalar. Dünya çapındaki hayvanat bahçelerinde 500’den fazla Sibirya kaplanı var. O halde bunlardan bazıları neden salıverilip doğal ortamda yaşayan kaplanların sayısı artırılmıyor? Bilim insanları bunu yapmaktan çekiniyor. Bir araştırmacı şöyle dedi: “Bir hayvanı gelecekteki güvenliğini garanti altına almadan salıvermenin pek bir faydası olmaz.”

Bu büyük kediler de içinde olmak üzere tüm canlılar Tanrı’nın hikmetinin ve gücünün kanıtıdır. Ve Tanrı bu hayvanları Kendi ilgi ve özenine layık görür (Mezmur 104:10, 11, 21, 22). Yaratıcının işlerine derin takdir duyan birçok kişi Sibirya kaplanının neslinin artık tükenme tehlikesi altında olmayacağı bir zamanın geleceğine inanıyor.

BU YAZIMIZ KAÇ DEFA OKUNDUĞUNU BAKABİLRSİNİZ

Bu yazı daha önce counter kişi tarafından okundu.

Yorum Gönder

 
Top