0

Evren; uzayda bulunan tüm madde ve enerji biçimlerinin tümünün adıdır. Pozitif bilimler açısından evren, gök cisimlerini barındıran uzay ve tamamen boş olan karanlık uzayın toplamı olarak tabir edilir. Gözlemlenen ya da var olduğuna inanılan madde ve enerjinin tümünü içinde barındıran fiziki sistemler bütünüdür. Evren aslında astronominin, astrofiziğin konu edindiği şeylerin hepsidir. İşte evren veya diğer adıyla kainatın bir takım bilinmeyenleri:

Samanyolu Galaksisi:
Samanyolu galaksisinde şu an 400 milyar yıldız ve 50 milyar gezegen var. Bunlardan yüzde 1’i bile Goldilocks bölgesindeyse, şu an içinde yaşam olan 500 milyon gezegen var.

Evrenin yapısı tam olarak keşfedilebilmiş değil:
Evreni oluşturan kütlenin sadece yüzde 4’ü insanları, yıldızları ve gezegenleri oluşturan atomlardan meydana gelmiştir. İnsan oğlu şu ana kadar bu kütlenin sadece yarısını görebilmiş durumda. Evrenin yüzde 23’ü ise esrarengiz “karanlık madde”den oluşuyor. Karanlık maddenin var olduğunu gözlemleyebildiğimiz gezegenler üzerinde oluşturduğu çekim gücü nedeniyle biliyoruz.
Evrenin yüzde 73’ü ise karanlık enerjiden oluşuyor. Henüz 1998’de keşfedilen bu enerji, tüm uzayı dolduruyor ve itici çekim kuvvetine sahip. Eğer geride kalan yüzde 98’lik bilinmeyen alanın ne olduğunu keşfedebilirse bu konuda çok büyük bir adım atılmış olacak.

Evren’in yaşı:
Büyük Patlama’dan günümüze dek geçen zamandır. Şu anki teori ve gözlemler, Evren’in yaşının 13,5 ile 14 milyar arası olduğunu tahmin ediliyor.

Dünya’ya bugün düşen gün ışıklarının yaşı:
Gün ışığı Güneş’in merkezinde meydana gelen nükleer patlamalarla oluşuyor. Ancak Güneşin ışınları dünyaya doğrudan ulaşamıyor. Eğer güneş ışınları önüne hiçbir engel çıkmadan düz bir çizgide ilerleyebilseydi, Dünya’ya ulaşması sadece 2 saniye sürerdi. Ancak gün ışığı o kadar külfetli ve zikzaklı bir yol izlemek zorunda kalıyor ki, Dünya’ya ulaşması yaklaşık 30 bin yıl alıyor. Yani, bugün tepenize düşen gün ışıkları aslında Buz Çağı’ndan kalma olduğunu söyleyebiliriz.

Kısalan Gün uzunluğu:
2011’de Japonya’da gerçekleşen deprem, gün uzunluğunun 1.8 mikro saniye kısalmasına sebep oldu.
Alçak yerlerde yaşayanlar yükseklerde yaşayanlara göre daha geç yaşlanıyor:
Bu Einstein’ın yerçekimi teorisi ile bağlantılı bir konu aslında. Einstein’ın teorisine göre, zaman güçlü yerçekimi alanında daha yavaş ilerliyor. Bir binanın zemininde iken, doğal olarak en üst katta oturan bir insana göre Dünya’nın merkezine daha yakın olursunuz. Bu da daha fazla yerçekime maruz kalmanız ve bu teoriye göre daha yavaş yaşlanmanız demek. Aslında bu çok ama çok küçük bir etkidir.

Zaman yolculuğunun fizik kanunları henüz keşfedilebilmiş değil:
Einstein’ın yerçekimi teorisine göre zaman yolculuğu prensipte mümkün görünüyor. Fizikçiler yarım asırdan fazla bir süredir zaman yolculuğunun mümkün olmadığını göstermeye çalışıyor ancak şu ana kadar sonuç elde edebilmiş değiller.

Yapı ve içeriği:
Evren’in büyük ölçüde karanlık madde ve karanlık enerji’den oluştuğu düşünülmektedir. Bilinen madde Evren’in %5’inden azını oluşturmaktadır. Evrenin büyük oranda “karanlık madde” ve “karanlık enerji”den oluştuğuna inanılmaktadır.

Statik elektriğin yüzde 1’i Büyük Patlama’ya ait:
Evren Büyük Patlama olarak bildiğimiz bir ateş topunun içinde doğdu ve ateş topunun ürettiği ısı o günden bu yana gidecek bir yer bulamadı. Evrende sıkışan bu sıcaklık bugün hala civarımızda. Bu sıcaklık evrenin genişlemekte olduğu son 13.7 milyar yılda önemli oranda düşmüş durumda. Bu yüzden bu ısı artık gözle görülebilen ışık halinde değil, mikrodalgalar halinde televizyon antenlerinin etrafında toplanıyor.

Evrenin bir yerlerinde, sonsuz sayıda bizlerden biri olabilir:
Bu kozmolojinin küçük, kötü sırrı. Bunu bilim adamlarının size anlatmak istememesinin nedeni ise utandırıcı olması. Ancak Evrenin yapısı ile fizik kanunları bir araya geldiği zaman, ortaya çıkan “quantum teorisi” evrenin bir yerlerinde geçmişin sonsuz defa tekrarlandığı bir alan olduğunu öne sürüyor.
Bunun nedeni fizikte, kozmolojide ya da her ikisinde fark etmediğimiz bir sorun olabilir. Veya gerçekten evrenin bir köşesinde sizin sonsuz sayıda kopyanız bulunuyor olabilir! Eğer bu aklınızı başınızdan almıyorsa, başka hiçbir şey de alamaz!

Galaksimiz, diğerlerine göre daha büyük:
Sadece bizim galaksimizde 400 milyar yıldız güneş bulunduğu tahmin edilmektedir. Bizim galaksimiz gibi içinde yıldızları ve gezegenleri barındıran ise milyarlarca galaksi var. Evreni dolduran bütün cisimler üç esas gücün etkisiyle bir arada bulunuyor.

Biz de yıldızların bir parçasıyız:
Vücudmuzun kütlesinin yüzde 90’ı yıldız tozu, çünkü hidrojen ve helyum dışındaki bütün elementler yıldızlar tarafından üretiliyor.

Her gün milyonlarca yıldız oluşuyor:
Astronomların tahminine göre, her gün 275 milyon yeni yıldız doğuyor.

Alıntıdır

BU YAZIMIZ KAÇ DEFA OKUNDUĞUNU BAKABİLRSİNİZ

Bu yazı daha önce counter kişi tarafından okundu.

Yorum Gönder

 
Top